Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Forum - Dünya unutmamızı istiyor
Burdasın: Forum => Piriket Egitim => Dünya unutmamızı istiyor |
|
tr.gg (şimdiye kadar 416 posta) |
Verilerin tsunami gibi üzerimize geldiği bir dönemdeyiz. Bu döneme Bilgi Çağı desek de aslında yararlı veya yararsız her türlü veri üzerimize yağmakta. Bilgi yararlıdır, bilgi kategorilendirilmiştir, bilgi anlamlıdır. Ama biz, git gide bu yararı ve anlamı olup olmadığı önemli olmayan verilerin yoğunluğu içerisinde boğulaktayız. Neden bugünlerde, olayları ve bilgileri hatırlamakta zorlanıyoruz? Eğer bilgiler zihnimizde anlamlarına göre kategorilenmiş ve düzenli bir şekilde yer alsa hatırlamak neden zor olsun ki. Yeni Zelanda’nın Milli Kalp Vakfı başkanı Boyd Swinburn ülkelerinde hızla artan kilo problemi hakkında; “Asıl sorun çevrenin, medyanın insanlara düzenli egzersize ve sağlıklı beslenmeye yönlendirmemesi. Tıpkı hafızamıza zarar verdiği gibi çevremiz alışkanlıklarımızı da kötü yönde etkiliyor.” diyor ve ekliyor: “Fakat bir yandan yaşamımız bizden her şeyi hatırlayabilmemizi de istiyor.” New York Times’ın tek bir sayısı, 17. yüzyılda yaşamış birinin tüm hayatı boyunca edindiği bilgilerden daha fazla bilgi içeriyor. 1971’de standart bir insanın, bir gün içerisinde maruz kaldığı reklam sayısı 560 iken şimdi bu sayı 3000’e ulaşmış durumda. Geçtiğimiz son 30 yılda TV’de yayınlanan tek bir haber 42 saniye sürerken haber yoğunluğundan dolayı bu süre 8 saniyeye düştü. Bir işletme müdürünün bir hafta içerisinde okumak durumunda kaldığı kelime sayısı 1 milyonu geçiyor. İnsanlar her 3-4 ayda bir yepyeni bir teknolojik ürün ya da gelişmeye ayak uydurmak zorunda kalıyor. Amerikan İşçi Kurumu’ndan Robert Reich’ın belirttiğine göre insanlar artık hayatları boyunca en az 7-8 defa iş değiştiriyorlar. İnsanların hafızalarıyla ilgili yaşadıkları en genel problem yüzleri ve isimleri hatırlayamamalarıdır. Günlük hayatta sıkça rastladığımız bu durum aslında Bilgi Çağı’nın özelliklerini ortaya koyuyor. Bir düşünelim; bir günün içerisinde yaklaşık kaç kişiyle temasa geçiyoruz? Bu sayı acaba 100 yıl önce yaşayan insanlar için kaçtı? Hadi bizzat yüz yüze iletişim içine girdiğimiz insanları geçelim. Ya TV ve internet ortamında gördüğümüz insanlar? Surat hafızamız normalde çok güçlü olmasına rağmen günümüz dünyası bu özelliğimize o kadar yüklenmiş durumda ki artık yetimizi kaybetmek üzereyiz. Eskiden tüm hayatımız sadece birkaç kişinin oluşturduğu bir çemberin etrafında geçmekteydi. Ancak evlenince, yeni bir yere taşınınca ya da yeni bir işe girince bu çember genişliyordu. Şimdi ise bu çember ister istemez her gün inanılmaz bir şekilde genişliyor. Hepimiz zaman zaman detayları unutabiliriz. Bir bilgiyi nereden ve ne zaman edindiğimizi hatırlayamamız çok doğal. Aslında beynimizin karşı karşıya olduğu sorun tam olarak bilgi çokluğundan değil, bilgilerin organize bir şekilde bize verilmemesinden. Bu organize olmayan bilgi yoğunluğu nedeniyle artık beynimiz çok yoruluyor. Hatta Dikkat Eksikliği bozukluğu sırf bu yüzden çağımızın mental vebası olarak kabul ediliyor. Bilgi yüklemesi ayrıca strese, öfkeye, kafa karışıklığına da neden oluyor. Ve biz kendimizi korumak adına her şeyi yok saymaya başlayınca da olay iyice dengesiz bir hal alıyor. Dengeyi sağlayabilmek için her şeyi hatırlamak zorunda olmadığımızı bilmeliyiz. Kendi seçtiğimiz bilgileri algılama konusunda daha fazla kontrole sahip olmalıyız. Sadece bize gerekli ve yararlı olan bilgileri algılayıp ileriki zamanlarda da bu bilgileri hatırlamamızı sağlamalıyız. Eğer bu dengeye sahip olabilirsek yaşamımız boyunca bitmeyecek olan öğrenme sürecimizi en verimli şekilde kullanabiliriz. |
Bütün konular: 1911
Bütün postalar: 3045
Bütün kullanıcılar: 2369
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse